Ticaret savaşları, global iktisattaki yavaşlama ve Brexit üzere etkenlerle artan risk algısı, yatırımcılarca inançlı liman olarak görülen altına talebi artırırken, ons altın yatırımcısına 2019’da yüzde 18,37’lik getiri sağladı.
Küresel ekonomik belirsizliklerin merkez bankalarının para siyaseti duruşunu değerli ölçüde etkilediği 2019’da, altın yatırımcıların en beğenilen varlıklarından biri oldu.
Geçen yıla 1.282 dolar düzeyinden başlayan altının ons fiyatı, ocakta yaklaşık yüzde 3 kıymet kazanmasının akabinde takip eden üç ayda ticaret görüşmeleri iyimserliğiyle paha kaybetti.
ABD Lideri Donald Trump’ın Çin’in ticaret görüşmelerini uzatmaya çalıştığını münasebet göstererek, Çin’den ithal edilen 200 milyar dolarlık mala uygulanan gümrük tarifesini yüzde 25 düzeyine çıkarmasıyla global piyasalarda risk algısı kıymetli derecede arttı.
Altının ons fiyatı Trump’ın tarife kararından evvel yıl içi en düşük düzey olan 1.266 dolara geriledi.
Analistler, Çin’in de tarifelere karşılık vermesiyle yatırımcıların inançlı liman olarak gördükleri altına yönelimin ivme kazandığını lisana getirdi.
ALTININ GETİRİ POTANSİYELİ, ALTIN TALEBİNDE TESİRLİ OLDU
Analistler, merkez bankalarınca verilen mümkün faiz indirimi sinyallerinin altın fiyatlarını üst taraflı destekleyen ana etken olduğunu lakin bunun yanında kimi gelişmiş ülke tahvil getirilerinin de negatif bölgeye inmesinin değerine vurgu yaptı.
Geçen yıl başında yaklaşık 8 trilyon dolar düzeyinde bulunan negatif getirili borç ölçüsünün haziran prestijiyle 13 trilyon dolara yaklaştığını kaydeden analistler, merkez banklarının faiz indirimi sinyallerinin tahvil getirilerini aşağı taraflı baskılamaya devam ettiğini belirtti.
Birebir periyotta gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının çeşitli motivasyonlarla altın durumlarını güçlendirirken, Dünya Altın Kurulu’nun (WGC) üçüncü çeyrek raporuna nazaran yılın 9 ayında merkez bankaları altın rezervlerini 547,5 ton artırdı.
Altının hem risk azaltıcı hem gelir artırıcı tesirinin yatırımcıların kararını kıymetli ölçüde etkilediğine değinen analistler, haziran ayında altının ons fiyatında yaşanan yüzde 7,96’lık aylık artışta faiz indirimi beklentilerinin neredeyse kesin olacak formda fiyatlanması ve artan belirsizliklerin yardımcı olduğunun altını çizdi.
ABD İLE ÇİN ORTASINDAKİ TANSİYON ALTINDA SON ALTI YILIN REKORUNU GETİRDİ
Ağustos 2019’da Trump’ın 300 milyar dolarlık Çin eserine yüzde 10 vergi koyması ve ardından yükselişe geçen dolar/yuan paritesi, 2008 yılı finansal krizinden bu yana birinci defa 7 düzeyini aştı.
Çin Merkez Bankası’nın (PBoC) bu atılımına, ABD Hazine Bakanlığının Çin’i kur manipülatörü ilan etmesiyle karşılık vermesi o devir risk algısını artırırken, altının ons fiyatındaki sert yükselişlerde bu istikametten gelen haber akışı tesirli oldu.
O devirde, New York Fed’in Gelecek 12 Aylık Resesyon Beklenti Raporu’nda ABD iktisadının Ağustos 2020’de resesyona girme ihtimalini yaklaşık yüzde 38 düzeyinde görüyordu. Bu düzey, 2009’dan bu yana ulaşılan en yüksek bedele işaret ederken, 1967 yılından beri bu düzeye her ulaşıldığında ABD iktisadı resesyona girmişti.
Ağustosta gelişmiş ülkelerde tarihi düşük düzeylere gerileyen İmalat Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) bilgileriyle birlikte negatif getirili tahvil ölçüsünün 17 trilyon dolar ile tarihi rekor düzeye ulaşması, altın fiyatlarının son 6 yılın en yüksek düzeyine yükselmesini destekledi.
Altının ons fiyatı Eylül 2019’da 1.557 dolarla yaklaşık 6,5 yılın en yüksek düzeye ulaştı.
Gram altının bu devirde 291 lira ile tüm vakitlerin rekorunu kırarken, analistler, o devirde Asya piyasalarında düşük süreç hacimli kısımda dolar kurunda yaşanan ani yükseliş sebebiyle gram altının 316 lira düzeyini görmesinin gerçekçi bir fiyatlama olarak dikkate alınamayacağının altını çizdi.
YILIN SON ÇEYREĞİ ALTIN İÇİN NEFESLENME PERİYODU OLDU
Eylül ve ekim aylarında merkez bankalarının genişlemeci duruşu devam ederken, global ekonomilerde görülen toparlanma işaretleri yatırımcıları daha riskli varlıklara yönlendirmeye başladı.
ABD ile Çin ortasında tekrar başlayan ticaret görüşmeleri piyasalarda risk iştahını artırmasıyla, altının ons fiyatında eylülde son 14 ayın en süratli geri çekilmesi yaşandı.
Yılın son çeyreğinde azalan jeopolitik riskler, global iktisattaki güzelleşme sinyalleri ve ticaret görüşmelerinde gelen olumlu haber akışıyla altının ons fiyatı 1.445 dolar düzeyine kadar geri çekildi.
Trump’ın Hong Kong’taki protestolar sebebiyle birtakım Çinli yetkililere yaptırım uygulamasını öngören maddeyi onaylamasıyla belirsizlikler görece artsa da, kararı takip eden günlerde ticaret mutabakatının birinci fazının imzalanacağının duyurulmasıyla altın fiyatlarında kararın tesiri sonlu kaldı.
Son periyotta Asya’da artan altın talebiyle tekrar yükselişe geçen altının ons fiyatının 1.490 direncini kırmasıyla 1.525 direncine kadar yükseldiğine değinen analistler, teknik açıdan bu düzeyin üzerinde kalıcılık sağlanması durumunda 1.555 dolar düzeyinin birinci gaye olduğuna dikkati çekti.
