Almanya 1. Futbol Ligi (Bundesliga) kadrolarından Fortuna Düsseldorf’ta forma giyen A Ulusal Ekip oyuncuları Kaan Ayhan ve Kenan Karaman, kendileriyle ilgili basında çıkan transfer haberlerine karşılık verip, Türk futbolu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Ulusal futbolcular, Almanya’nın Düsseldorf kentindeki Esprit Arena’da AA muhabirinin sorularını yanıtladı. İki futbolcu, basında yer alan transfer savlarını kendilerinin de gördüklerini fakat Harika Lig gruplarından resmi teklif almadıklarını belirtti.
Kaan Ayhan, hakkında çıkan transfer savlarıyla ilgili olarak, “Orada burada biz de okuyoruz. Arkadaşlarımız, ‘Şunu duyduk gerçek mu?’ diye soruyor. Ben kendi adıma konuşayım lakin Kenan için olsaydı da bilirdim. Resmi bir teklif almadım. Esasen kulübümüz de kolay bir halde müsaade vermez. İleride ne olur hiç bilemeyiz. Futbolda bazen çok garip şeyler olur. Önümüz daha açık.” sözlerini kullandı.
Kenan Karaman ise, “Ben de resmi teklif almadım ancak futbolda ne olacağını hiçbir vakit bilemezsiniz. Öncelik olarak Fortuna Düsseldorf’a odaklandık. Burada başarılı performans gösterdikten sonra, yeterli bir teklif gelirse de kıymetlendiririz.” karşılığını verdi.
Kaan: “Ben de karşınızda oturamayabilirdim”
Kaan Ayhan, Avrupa’da çok yetenekli Türk oyuncuların ortaya çıkmasının sebebinin, sistemli altyapı ve genç futbolculara duyulan itimat olduğunu lisana getirerek, şunları söyledi: “Türkiye’deki genç futbolcularda yeteneğin az olduğunu düşünmüyorum. Daha çok altyapıdan profesyonelliğe geçişte bir problem görüyorum. Schalke 04’ün altyapısından A kadroya yükseldim. Orada benim yerime 2-3 tane 32-33 yaşlarında yıldız oyuncu bulunsaydı, büyük paralarla transfer edilmiş olsalardı, tahminen ben de bugün karşınızda oturamayabilirdim. Sorunu orada görüyorum. Yetenekli çocuklarımız, kardeşlerimiz ziyadesiyle var. Ümit Ulusal Grup’ta da çok yetenekli oyuncularla tanıştım. Bazen Muhteşem Lig’i izlediğimde, gözüm onları arıyor. Genel olarak yetenekli kardeşlerimiz var fakat altyapıdan profesyonel futbola geçişi yapamadığımızı düşünüyorum. Bu hususun yeterli düşünülmesi gerekir.”
Kenan: “Almanya’da bir sistem var”
Almanya’nın son devirdeki muvaffakiyetini 2003’te kurduğu altyapı sistemine bağlayan Kenan, “Hoffenheim’ın altyapısında büyüdüm, futbol okuluna gittim, ailemden uzaktım. Disiplinli bir hayatım vardı. Sabahları okula giderdim, idman olurdu, ders alırdık. Sonuca da bakarsak, bu formül daha fazla futbolcu üretiyor. Almanya’da bir sistem var. 1. Lig, 2. Lig ve 3. Lig’deki tüm ekipler bu sisteme uyuyor. Bunu çok değerli buluyorum.” diye konuştu.
Türkiye’de sistem eksikliği bulunduğuna dikkati çeken ulusal oyuncu, “Kendimizi geliştirmemiz gerek. Türkiye’den Avrupa’ya giden oyuncularımız oldu. Bu Türk futboluna bir işaret olmalı. Bizden de oyuncular Avrupa’ya gidebiliyormuş, biz de yetiştirebiliyormuşuz. Bunun üstünde durmak gerek. Hoş bir altyapı sistemi ile Türkiye’den daha fazla futbolcu çıkar. Zira çok büyük bir nüfusumuz var. O kadar futbola hasta bir ülkeyiz ki bence hoş bir altyapı sistemi olsa ileride Avrupa’da daha fazla Türk futbolcu görürüz.” halinde konuştu.
Kenan Karaman, Türkiye’de genç oyuncu tarifiyle ilgili yanılgı olduğunu aktararak, “20-23 yaşındaki oyuncular (Türkiye’de) birçok grupta hala ‘Sen daha genç futbolcusun, senin vaktin var’ fikriyle muamele görüyor, baht bulamıyor. Avrupa’da daha farklı. 20 yaşında bir futbolcunun birinci ligde 50 maçı oluyor. Bu bizim ülkemizde biraz külfetli. Halbuki Almanya ile kıyaslarsam, o yaştaki oyuncular sahiden baya deneyim kazanmış oluyor. Türkiye’de ise o yaşlardaki biri için, ‘Biz genç bir oyuncu çıkardık.’ deniyor. Problemlerin yabancı sonuyla alakası olmadığını düşünüyorum. Zira rekabetin her vakit olması gerek. Büyük oyunculardan her vakit bir şey öğrenebilirsin. Gruplarımızın altyapıya daha çok takviye, genç oyunculara daha fazla talih vermesi gerekli. Hem ulusal kadronun verdiği hava hem de Avrupa’ya giden oyuncular, Türk futbolu için bir işaret. Önümüzdeki yıllarda birden fazla şeyin değişeceğine, buna bir tahlil bulacağımıza inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu dönem Avrupa kupalarında Medipol Başakşehir dışındaki öbür Türk kadrolarının erken elenmesini kıymetlendiren Kenan, “Avrupa’da oynayan Türk ekiplerini destekliyoruz, maçlarını da izliyoruz. Bu sene ekiplerimizin performansını üzücü buldum. Daha büyük beklenti içindeydim ancak maalesef olmadı. Artık o düzeylere gelmemiz gerek. Türkiye’deki büyük ekiplerimizin, Avrupa’da da kendini ispat edip tıp atlaması gerek. Almanya’da 3 ekip Şampiyonlar Ligi’nde cins atladı. Bayer Leverkusen, UEFA Avrupa Ligi’nde devam edecek. Bu bir ülke için değerli. İlerleyen yıllarda buna daha çok odaklanmalıyız. İnşallah bu durum düzelir.” sözlerini kullandı.
Kaan Ayhan da Türk gruplarının Avrupa kupalarına erken vedası sebebiyle üzüldüğünü belirterek, “Kenan’la birden fazla vakit maçları bir arada izliyoruz. Açıkçası haksızlık yapmak da istemiyorum, bazen şanssızlık olabilir. Maç esnasında olan yahut hakem kararından kaynaklanan konumlar da olabilir. Biz de bir gün inşallah daha farklı vakitler yaşarız. Kadroların kalitesinin de artmasını çok isterim. Avrupa’da başarılı olmalarını kalpten diliyorum.” açıklamasını yaptı.
Kaan: “Kenan’ı niçin dinlemedim diye kendime kızıyorum”
Bu dönem Bundesliga’da yaptığı asistlerle isminden kelam ettiren Kaan Ayhan’ın ataktaki başarısıyla ilgili Kenan, “Ben artık şaşırmıyorum. Hasta olduğum için maçları televizyonda izliyorum. Kaan’ı önde gördüğümde şaşırmıyorum.” derken, “O hususta baştan beri Kenan’ı niçin dinlemedim diye kendime kızıyorum.” sözlerini kullanan Kaan ise, şöyle konuştu: “Çünkü Kenan bana daima, ‘Sen önde de oynayabilecek bir tekniğe sahipsin. Niçin hiç öne gitmiyorsun?’ diyordu. Ben de biraz çekiniyor, ‘Defans daha kıymetli, evvel sağlam bir formda defans yapalım da ön bölgelere bir gün giderim.’ diyordum. O bahiste Kenan da yardımcı oldu. Öte yandan, kendimi yalnızca defans değil, pas tekniğine sahip bir oyuncu olarak da görüyorum. Beklentim oyunu geriden kurmak, gol durumu oluşturmak, asist yapmak. Bir stoper olarak güç lakin bu dönem iki sefer başardım. Orada da gelişmeye devam etmek istiyorum. Altyapıda 10 numara ve 6 numara oynardım, ‘Daha sağlam bir defansa sahip olalım.’ diyerek beni geri çektiler. Eski vakitlerden öne yanlışsız bir yetenek var.”
25 yaşındaki iki futbolcudan Kaan, futboldaki en verimli periyotlarına girdiklerini vurgulayarak, “Önümüzdeki 2-3 senede sportif manada büyük bir adım atmak isterim, isteriz. Bakmak gerek. Bizi neler bekliyor bilmiyoruz. Şimdiye kadar yolumuz daima yeterli gitti, umarım bu türlü devam eder.” halinde görüş belirtti.
“Futbolcunun her vakit gayeleri, hayalleri olması, bunun için de çabalaması gerek.” diyen Kenan Karaman, “İnşallah biz de daha büyük gruplarda kendimizi gösterebiliriz. Olağan evvel kendi grubumuzda güzel performans göstermemiz gerek. Bir adım daha ileriye atmak amaçlarımız ortasında. İnşallah bunu da çok çalışıp başarırız.” açıklamasında bulundu.
Futboldan kalan vakitlerini da çoğunlukla birlikte geçirdiklerini aktaran ulusal futbolculardan Kaan, “Daha dün akşam Şampiyonlar Ligi’ni bir arada izledik. Komşuyuz tıpkı vakitte. Ayrılmaz ikili.” derken, Kenan da “İkinci dönemim. Kaan Gelsenkirchen’de oturuyordu, artık Düsseldorf’a taşındı ve komşum oldu. Bizim için düzgün oldu. Boş vakitlerimizi birlikte geçiriyoruz. İnsanın toplumsal hayatında da samimi arkadaşının olması çok yeterli bir şey. Yeni bir kente geliyorsunuz. Kaan, Düsseldorf’ta oynuyordu esasen. Ben de onun sayesinde kenti ve yeni insanları tanıdım. Çoğunlukla vaktimiz bir arada geçiyor.” biçiminde konuştu.
Kısa kısa
Ulusal futbolcular, kısa soru-cevap kısmında ise şunları söylediler:
FIFA mı, PES mi?
Kaan: “FIFA, ancak hiç PES oynamadığım için hakkını yemeyeyim. Alışkanlık daha çok FIFA.”
Kenan: FIFA.
FIFA’da tercihiniz hangi kadro?
Kenan: Real Madrid.
Kaan: Manchester City lakin rakibe bağlı.
En sevdiğiniz yer?
Kenan: Ailemin yanı.
Kaan: Ailemin yanı, Gelsenkirchen.
En sevdiğiniz müzik?
Kaan: Şu anda en çok dinlediğim sanatçı, burada ünlü Apache. Daha çok onu dinliyoruz.
Kenan: Ben Sezen Aksu hayranıyım ve bütün müziklerini beğenirim.
En sevdiğiniz sinema?
Kenan: Johny Deep oynuyor sinemada Blow.
Kaan: Dizi söylesem? Mucize Tabip. Şu anda manyak üzere izliyorum.
Kenan: Ben Çukur taraftarıyım. Çukur’u çok izliyorum.
En sevdiğiniz yemek?
Kenan: Türk mutfağı muhakkak.
Kaan: O kesin aslında. Alman mutfağı diye bir şey yok.
Kenan: Klasik kuru fasülye-pilav.
Kaan: Lahmacunu çok severim. Çocukluğumdan kalma bir şey. Amcam çok hoş yapardı. O yüzden lahmacun diyorum.
En sevdiğiniz stat?
Kenan: Borussia Dortmund’un stadını (Signal Iduna Park) çok beğeniyorum. Oradan çok etkilenmiştim.
Kaan: Santiago Bernabeu (Real Madrid). Birinci Şampiyonlar Ligi maçıma da orada çıktım. Hem benim için büyük bir manası var hem de stadın kendisi hoş.
Türkiye’de en sevdiğiniz kent neresi?
Kenan: Evvel memleketim Giresun diyebilirim. Sonra İstanbul.
Kaan: Ailemin olduğu yer. Daha doğrusu babaannemin, halamın, amcamın olduğu yer Ankara. Ankara’ya uğradığımda, İstanbul’a da bir selam verip geçiyoruz.
Guardiola mı, Mourinho mu?
Kaan: Taktik manasında Guardiola, motivasyon ve duruş manasında Mourinho.
Kenan: İkisi de büyük hocalar. Daha çok Mourinho’ya sempati duyuyorum.
